Tenis dünyasının en prestijli organizasyonları arasında yer alan Grand Slamler, her yıl düzenlenen ve dünyanın en iyi oyuncularının kıyasıya mücadele ettiği 4 Büyük Tenis Turnuvasıdır. Bu turnuvalar sırasıyla Avustralya Açık, Fransa Açık (Roland Garros), Wimbledon ve Amerika Açık olarak bilinir. Her biri farklı kıtalarda ve zeminlerde oynandığı için tenisçilerin tüm yeteneklerini sergilemelerini gerektirir. Grand Slam turnuvalarını kazanmak, bir tenisçinin kariyerinde ulaşabileceği en büyük başarılardan biri olarak kabul edilir.
Tenis Grand Slamler, yılın ilk büyük turnuvası olan Avustralya Açık ile başlar. Ocak ayında Melbourne’de düzenlenen bu turnuva, sert kortta oynanır ve aşırı sıcak hava koşullarıyla ünlüdür. Mayıs ve Haziran aylarında gerçekleşen Fransa Açık ise toprak kortta oynanan tek Grand Slam olma özelliği taşır. Toprak zeminin getirdiği uzun ralliler ve dayanıklılık gerektiren oyun stili, bu turnuvayı özellikle fiziksel olarak zorlayıcı hale getirir. Rafael Nadal’ın bu turnuvadaki üstünlüğü, turnuva tarihine damgasını vurmuştur.
Temmuz ayında düzenlenen Wimbledon, çim kortta oynanan tek Grand Slam olup, gelenekleri ve beyaz kıyafet zorunluluğuyla dikkat çeker. 1877’de ilk kez düzenlenen bu turnuva, tarihin en eski tenis turnuvasıdır ve klasikleşmiş çim kort oyun tarzıyla bilinir. Wimbledon’da zafer kazanmak, her tenisçinin hayallerinden biridir. Grand Slam sezonunun son ayağı ise Ağustos ve Eylül aylarında düzenlenen Amerika Açık’tır. New York’ta oynanan bu turnuva, sert korttaki hızlı temposu ve gece maçlarıyla ünlüdür.
Bir tenisçinin 4 Büyük Tenis Turnuvasının tamamını aynı yıl içinde kazanması, “Grand Slam yapmak” olarak adlandırılır ve tarihte sadece birkaç oyuncu bu başarıyı yakalayabilmiştir. Bunun yanı sıra, bir oyuncunun kariyeri boyunca dört Grand Slam’i de kazanması “Kariyer Grand Slam” olarak bilinir. Tenis tarihinde Roger Federer, Rafael Nadal, Novak Djokovic ve Serena Williams gibi isimler, bu büyük turnuvalarda kazandıkları şampiyonluklarla efsaneleşmiş sporcular arasına girmiştir.